Diş Teli Nasıl Takılır? Takıldıktan Sonra Nelere Dikkat Edilmesi Gerekir?

Diş teli taktırmak için diş hekimine başvuran bir kişi; sırasıyla şu adımları izlemektedir:

  • Öncelikle diş hekimi tarafından ilk muayene yapılır. Bu muayene esnasında eğer var ise sorunlu dişler onarılır. Dişlerin onarılması işlemi de aynı gün yapılmaz, doktor tarafından uygun bir tarih verilir.
  • Daha sonra sorunlu dişlerin onarılması işlemi yapılır ve kontrol için gün verilir, kontrol gününde dişlerde meydana gelmiş olan sorunlar halledildiyse; diş ve çene yapısına uygun olarak kalıp hazırlanır. Diş teli çeşidini bu esnada kişi kendi belirleyebilir. Diş teli çeşitleri arasında fiyatlar farklılaşmaktadır.diş teli takılması, diş teli çıkarılması, diş teli tedavisi
  • Kalıp alındıktan sonra yine diş hekimi tarafından diş teli taktırma isteyen kişiye uygun bir gün verilir.
  • Diş hekimin verdiği gün diş teli taktırmak isteyen kişi diş hekimine giderek, diş telini taktırabilir.
  • Bu esnadan itibaren artık kişi diş telini taktırmış olur. Diş telinin ağızda kalma süresi de yeni değişkenlik gösterebilmektedir. Bu durum kişinin diş ya da çene yapısında meydana gelmiş olan yapısal bozukluğa göre değişmektedir.

Diş teli nasıl takılır sorusunun cevabını yukarıda saymış olduğumuz maddelerle tek tek açıklamış olduk. Diş teli taktırmak isteyen kişi bu adımları az çok karşısında görecektir. Diş teli nasıl takılır sorusunda önem arz eden bir diğer durum ise; diş teli çeşitleriyle karşımıza çıkmaktadır. Zira farklı çeşitlerinin bulunduğu diş tellerinin takılmasında da farklılıklara rastlanılmaktadır. Metal diş telleri, dişin arka tarafına takılan lingual adı verilen diş telleri ve şeffaf görünümlü diş telleri olmak üzere farklı farklı diş teli çeşitleri bu alanda diş teli taktırmak isteyenlerin karşısına çıkmaktadır.

Diş teli takıldıktan sonra da kişilerin dikkat etmeleri gereken bazı detaylar bulunmaktadır. Bu detaylar aşağıda yer almaktadır:

  • Öncelikle diş teli takıldıktan sonra 1 haftalık süreçte katı gıdalar tüketilmemesi gerekmektedir. Zira bu gıdalar diş tellerinin oynamasına neden olmaktadır.
  • Sulu gıdaların tüketilmesi gereken bu dönemde; aslında diş teli çeşidi de tüketilecek olan gıdaların seçiminde önemli olmaktadır.
  • Eğer şeffaf görünümlü takılabilir çıkarılabilir diş teli tercih edildiyse; katı gıdalar tüketilebilir.
  • Diş tellerinin temizliği de önem taşımaktadır.
  • Diş tellerinin temizliği kadar dişlerin temizliğine de dikkat edilmesi gerekmektedir.
  • Bu dönemde yaşanılabilecek olan ağrılar da; diş hekimin tavsiye edeceği ağrı kesicilerin alınmasıyla azaltılabilecek ağrılardır.

Diş teli nasıl takılır konusundan sonra diş teli takıldıktan sonra dikkat edilmesi gerekenler de yukarıda yer alan maddelerdir. Bu maddelere de dikkat edilmesi lazım.

Diş Teli Nasıl Takılır Ve Nelere Dikkat Edilmelidir?

İnsanlar diş teli taktırmadan önce ilk düşündükleri korku duymaları olmaktadır. Birçok insan diş hekimi denilince korkmaktadır. İlerleyen tıpta artık fazla ağrı ve sancı hissetmeden diş teli taktırmak mümkün olmaktadır. Diş teli nasıl takılır sorusu artık günümüz koşullarında fazla düşünmeye gerek bırakmamıştır. Diş teli taktırmak için bu konuda uzman olan hekim tercih edilmelidir. Diş hekimi kişilerin dişlerinin ve çene yapısının durumuna göre diş tellerinin takılması gereken dişleri önce temizlemektedir. Hekim dişlerin temizlenmesi ve dolgu gereken dişler varsa doldurduktan sonra tel takma işlemine başlamaktadır. Dişlerde tel takılması gereken yere pürüzlendirme yapılmaktadır. dişlerde oluşan çapraşıklık ve açıklıkların giderilmesi için diş teli taktırmak gerekmektedir. diş teli taktırma maliyetli olsada insanlar için önem taşımaktadır. Dişlerin çapraşık olmasından dolayı gülme ve konuşma bozuklukları meydana gelmektedir.diş teli nasıl takılır, diş telinde nelere dikkat edilmeli, diş teli takılırken nelere dikkat edilmeli

Diş teli nasıl takılır yapılan temizleme ve pürüzlendirmeden sonra tel takma işlemi gerçekleşmektedir.  Pürüzlendirilen dişlere tek,tek metal ya da porselen tel takma işlemi başlamaktadır. Hazırlanan braketlerin içine sürülen yapıştırıcıların yardımı ile dişlerin üzerine teller yerleştirilir. Yerleştirilen teller mor ışıkla dondurularak diş telleri sabitlenir. Diş telleri çocuklarda farklı renkler kullanılarakta uygulanmaktadır. çocuklrda da diş telleri takılırken aynı işlemler uygulanmakta ve renk, renk diş tellerine sahip olmaktadırlar. Diş teli nasıl takılır önce dişler temizlenir, dişlerde çürükler varsa temizlenerek diş teli takmaya hazır hale getirilir. Pürüzlendirilen dişler için brakaetlere özel yapıştırıcı ile yapıştırılmaktadır. Braketlere sürülen yapıştırıcı mor ışık yardımı ile donması sağlanmaktadır.

Diş telleri takıldıktan sonra dikkat edilmesi gereken konular arasında ilk önce temizlik gelmektedir. Hasta diş telleri takıldıktan sonra 1 hafta dişlere baskı yapmamalıdır. Hekimin diş teli taktıktan sonra tavsiye edecegi kurallara uymak zorundadır. Aksi takdirde oluşacak ağrı ve sancılarda yeniden hekime baş vurmalıdır. Sağlıklı dişler için uzman hekimlerin kontrolünde diş telleri taktırılmalıdır. Diş telleri yüzde oluşan gülümsemeyi bile değiştirmeye yetmektedir. Dişlerdeki uyumsuzluklar giderildikten sonra sağlıklı gülüşler güzel dişlerle olmaktadır.

Daha Pürüzsüz Ciltler İçin Doğal Tüy Dökücü Tarifleri

Her insanda istenmeyen tüyler vardır. Kimilerinde daha çok, kimilerinde daha az olsa da herkesin vücudunun belirli bölgelerinde kurtulmak için mücadele verdiği tüyleri vardır. Bu tarz durumlarda istenmeyen tüylerden kurtulmak için genellikle epilasyon ağda ve jilet gibi yöntemler kullanılır. Ancak daha etkili ve pratik çözümler için evde bitkisel yöntemlerle hazırlayabileceğiniz tüy dökücü tarifler vardır.doğal tüy dökücü, cilt tüy dökücü, doğal tüy dökücü tarifi

  1. Zerdeçallı Tarif

Tüy dökücü bitkilerden akla ilk gelen zerdeçaldır. Özellikle yüz bölgesindeki tüyler için oldukça etkilidir. Bu tarif için gerekli malzemeler; 4 yemek kaşığı kadar süt, 1 tatlı kaşığı kadar toz zerdeçal ve 1 yemek kaşığı kadar da limon suyu. Tüm malzemeleri bir kap içerisinde karıştırıp tüylerin dökülmesini istediğiniz bölgeye sürün. 10 – 15 dakika kadar bekleyin ve kuruduktan sonra suyla durulayın. Etkiyi hızlandırmak için haftada 1-2 kez uygulayabilirsiniz.

  1. Tuz ve Limon Mucizesi

Cilde en iyi gelen sebzelerden biri limondur. Özellikle limonun tuz ile karışımı çok daha etkili olmaktadır. Tüy köklerinin yumuşamasını ve tüylerin dökülerek zamanla azalmasını sağlamaktadır. Ayrıca ağda sonrası lekelerin giderilmesinde de etkilidir. Bunun için gerekli malzemeler yalnızca tuz ve limondur. Bir miktar taze sıkılmış limon suyu ve 1 çay kaşığı kadar tuzu birbiri ile karıştırın. Karışımı bir sprey şişesine ekleyin. Ardından etki göstermesini beklediğiniz yere sıkın ve yaklaşık 15 dakika kadar bekleyin. Ilık su ile durulayın. Haftada 1 kez uygulamanızda yarar vardır.

  1. Türk Kahvesi ve Karbonat

Türk kahvesinin cilde pek çok olumlu etkisi vardır. Ciltte peeling olarak kullanılan Türk kahvesi aynı zamanda antibakteriyel özelliğe de sahiptir. Hele ki karbonat ile birlikte kullanıldığında daha etkili bir hale gelmektedir.

Bunun için gerekli malzemeler 1 çay bardağı kadar telvesiyle birlikte pişmiş Türk kahvesi ve yarım çay bardağı kadar karbonat. Karbonat ve kahveyi bir kap içerisinde karıştırın. Ardından nazik hareketlerle, parmak uçlarıyla istediğiniz bölgeye sürün. 10 dakika kadar bekledikten sonra bölgeyi suyla durulayın. Haftada 1-2 kez uygulanabilir.

Antrenmanı Dozunda Yapmak Önemli

Her şeyde olduğu gibi sporu da hayatınızın bir parçası haline getirerek sağlığınızı korumak mümkün olsa da, aşırıya kaçarsanız kaçınılmaz olarak bazı sorunlarla karşılaşırsınız. Egzersizde sınırları zorlamak önemli olsa da, aşırıya kaçmamalısınız. Bildiğiniz gibi direnç antrenmanlarında başarılı sonuçlar elde eden birçok sporcu kendi sınırlarını zorlayarak başarıya ulaşmıştır. Bununla birlikte, fitness çalışmanız için ideal set ve tekrar sayısını bilmek, egzersiz yapmanın en sağlıklı yolu olacaktır. Performansınız üzerinde çalışmak ve kendinizi sınırlarınızın ötesine zorlamak sizi bazı sağlık sorunlarıyla yaşamaya zorlayacaktır. Hem fiziksel hem de ruhsal sorunlara yol açabilen aşırı doz egzersiz nedeniyle sağlığınızı kaybetmemeye özen göstermelisiniz.antrenman yapımı, dozunda antrenman yapımı, antrenman nasıl yapılmalı

Egzersiz yapmak için ideal zaman nedir?

Yaptığınız iş, hedefleriniz ve genel sağlığınız gibi faktörleri değerlendirerek ideal egzersiz sürenizi belirleyebilirsiniz. Haftada ortalama 3 gün antrenman yapılması önerilir. Ancak antrenman süresi yapacağınız sporla doğru orantılı olmalıdır. Antrenmanlarınızda fitness ve vücut geliştirmeye öncelik veriyorsanız uzmanların önerdiği ideal çalışma saatleri 45-50 dakika civarında olmalıdır. Bu süreyi aşan sporcular kortizol hormonu salgılamaya başlar ve bu durum kasları tahrip etme eğilimi gösterdiğinden pek arzu edilen bir durum değildir. Kardiyo ile antrenman yapıyorsanız iki şekilde antrenman yapabilirsiniz. Hafif işler yapmayı tercih ediyorsanız 45-60 dakikalık çalışma ideal olacaktır. Hızlı bir tempoda çalışmayı tercih ediyorsanız, 25-30 dakikalık bir çalışma sizin için yeterli olacaktır. Örneğin; Jogging yapan biriyseniz, dünya markalarının sporcular için özel olarak tasarladığı yüksek teknolojili yeni koşu kıyafetlerini tercih ederek performansınızı artırabileceğinizi hatırlatmak isteriz. Yüzücü iseniz ideal çalışma süresi tecrübenizle doğru orantılı olmalıdır. Profesyonel yüzücüler antrenmanlarında dinlenmek için daha az zaman harcarlar. Ortalama olarak her 50 metrede bir 45-50 saniye dinlenmeniz önerilir.

Bir doz antrenmanı atlamaktan kaynaklanan sağlık sorunları;

  1. Olağan Performansın Altına Düşmek… Normal akademik performansınıza ulaşamıyorsanız, bunun nedeninin aşırı dozun olduğunu bilin. Çok sıkı çalışırsanız, daha önce yapılması kolay olan egzersizleri bile yapmakta zorlanabilirsiniz. Bu sorunla bir kez karşılaştıysanız, üzerinde durmamalısınız, ancak sürekli hale geldiyse haftalık antrenman sayısını azaltmalı ve antrenmanınızdaki yaklaşım sayısını yeniden gözden geçirmelisiniz.
  2. Yorgun hissetmek… Kendinizi bitkin, bitkin, uyuşuk ve yorgun hissediyorsanız, bir yerlerde bir şeylerin yanlış olduğunu bilmeniz gerekir. Zindeliğinizi geliştirmeye çalışırken aşırı antrenman yapmak bunun nedeni olabilir. Bahsettiğimiz bitkinlik hali hem fiziksel hem de zihinsel olabilir. Bu gibi durumlarda, her zamanki gibi egzersiz yapamayacaksınız. Çalışma sırasında dozu aşmayın.
  3. Anormal kalp atış hızı… Kalp atış hızınızı ölçmek için en iyi zaman, yeni uyandığınız zamandır. Egzersiz sırasında kalp atış hızınızın artması normaldir. Ancak kendinizi rahatsız hissediyorsanız, kalp atış hızınızı 30 saniye boyunca ölçmelisiniz. Normal kalp atış hızınız 10 ünitenin üzerindeyse egzersize ara vermeniz gerektiğini bilmelisiniz. Aşağıdaki aktivitelerde biraz yavaşlamanız gerekecek.
  4. Gece uykusunda azalma… Beklentilerin aksine yoğun egzersiz sonrası uyku sorunları yaşayabilirsiniz. Doz aşımı uykuya dalmada sorunlara neden olur. Böyle bir durumda geceleri kaliteli ve yeterli uyku alamayan sporcular gündüzleri uyuma eğilimi gösterirler. Ayrıca erken uyuma isteği performansınızı olumsuz etkileyecektir.
  5. Motivasyon Kaybı… Kondisyon geliştirmek, dayanıklılığı en üst düzeye çıkarmak, diğer rakipleri geride bırakabilmek gibi nedenlerle kullanılan aşırı doz antrenmanları sporcunun motivasyonunu azaltacaktır. Böyle bir sorununuz olduğunu fark ederseniz yine küçük hedeflerle kendinizi motive etmeye çalışmalısınız.
  6. Bodur Vücut Gelişimi… Sanılanın aksine antrenman sırasında kendinizi fazla çalıştırırsanız gelişiminiz düşebilir. Motivasyonunuz, vücut gelişiminde ani bir duruşla da azalabilir. Kaslarımızın aşırı çalışmasına gerek yok, kaslarınızı onarmak ve yenilemek için antrenmanlar arasında dinlenmeli ve vücudu desteklememiz gerekiyor.

Hangi Besinler Yağ Yakımını ve Kas Gelişimini Destekler

Kas gelişimi ve yağ yakma; egzersiz ve beslenme ile desteklenmelidir. Daha hızlı yağ yakmak ve hedefinize daha hızlı ulaşmak için düzenli bir egzersiz planınız olmalıdır. Nasıl tek başına beslenme yeterli olmayacaksa, tek başına egzersiz de yeterli olmayacaktır. Yağ yakmak kas gelişimi ve kas tanımı için çok önemlidir. Eğer vücut yağ oranınız  veya daha az değilse karın kası geliştiremezsiniz. Öncelikle yağ yakımını ve ardından kas gelişimini destekleyen besinleri birlikte keşfedelim.yağ yakıcı besinler, kas gelişimi, kas gelişimi sağlayan besinlerYağ Yakıcı Gıdalar

Kilo vermek istiyorsanız, en sağlıklı şekli yağ kaybıdır. Bunun için çeşitli egzersiz programları uygulamalı ve yağ yakıcı gıdaların tüketimine öncelik vermeliyiz. Yağ yakmaya yardımcı olan besinler;

Yumurta

Yeşil çay

Yulaf ve yulaf ezmesi

Süt, Yoğurt, Peynir

ceviz ve badem

Somon

Keten tohumu

Elma, armut, karpuz ve kiraz

Tatlı patates ve patates

Sirke

soğan ve sarımsak

Esmer pirinç

Acı biber, Karabiber

fıstık ezmesi

Kahve ve Çay

Zerdeçal, zencefil, kinoa, tarçın

Kuru fasulye

Zeytin yağı

Greyfurt, kırmızı portakal, avokado, yaban mersini

Bitter çikolata

Turşu

Çorba

Kale, Ispanak

Her biri farklı besin değeri ve özellikleri olan ve yağ yakımını hızlandıran bu besinlerin sağlıklı beslenme için düzenli olarak tüketilmesi gerekir. Yağ yakımını hızlandırmanın yanı sıra, bazıları antioksidanlar, bazıları probiyotikler içerir ve bazıları yağ yakıcı amino asitler gibi birçok sağlık yararına sahiptir.

Kas Geliştirme Ürünleri

Egzersiz şüphesiz kas gelişimi için olmazsa olmazdır… Ancak mutlaka bir beslenme programı ile desteklenmesi gerekir. Kas inşa etmeye yardımcı olan yiyecekleri biliyorsanız; Daha sağlıklı yiyecekler yiyebilir ve kas gelişimini hızlandırabilirsiniz. Kas gelişimini destekleyen besinler;

Balık: en sağlıklı beslenme programlarına dahil edilen balıklar; Sağlıklı omega-3 yağı ve zengin protein içerirler. Bazı balıklar da D vitamini içerir. Kırmızı eti sevmiyorsanız, kırmızı et kadar protein içeren balıkları tercih edebilirsiniz.

Kırmızı Et: Kas gelişiminde çok önemli bir rol oynayan kırmızı et, yeterli miktarda ve kontrollü tüketilmelidir. Protein kaynağı olan kırmızı et yerken sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanmasına özen gösterilmelidir. Bol yağda kızartılmış kırmızı et yemek son derece sağlıksız bir diyet haline geliyor.

Yumurta: Kas gelişimini destekleyen ve aynı zamanda yağ yakan yumurtalar adeta sihirli besinlerdir. Doğal içeriği ve yüksek protein içeriği ile sağlıklı besinler listesinin başında yer alan yumurta; A, E ve D vitaminleri içerdiği için çok sağlıklı bir besindir. 1 haşlanmış yumurta ortalama 7 gram protein içerir. Ancak, tüm gıdalarda olduğu gibi, çok miktarda yumurta tüketirseniz, yüksek kolesterol problemleriyle karşılaşabilirsiniz.

Tavuk: Diyetiniz yoluyla kas gelişimini desteklemek istiyorsanız mutlaka öğünlerinize tavuk eklemelisiniz. Protein oranı yüksek ve yağ oranı düşük olan tavuk, sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak pişirilirse çok önemli bir besindir.

Soya: Ülkemizde son zamanlarda kullanılmaya başlanan soya; Tam protein sağlayan bir sebze kaynağı olduğu için et sevenler için cazip bir seçenek haline geliyor. Çeşitli vitamin ve mineraller içeren soya, kas gelişimi için yemeniz gereken besinlerden biridir.

Badem: Protein ve B vitaminleri açısından zengin olan badem, tokluk sağladığı için diyet listelerinde mutlaka yer alır. Yüksek protein içeriği nedeniyle kas gelişimini destekleyen badem, yağ içerdiğinden ölçülü tüketilmelidir. Çok fazla badem sağlık sorunlarına neden olabilir.

Bir profesyonel yardımıyla oluşturacağınız beslenme programınızda yağ yakımını ve kas gelişimini destekleyen besinlere yer vermeniz yararınıza olacaktır. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz ile yağ yakımını hızlandırarak kas gelişimini destekleyebilirsiniz.

Gözaltı Morluklarına Bitkisel Tedaviler

Yaşamları boyunca insanların kötü beslenme alışkanlıkları, stres, uykusuzluk, zararlı güneş ışınlarına maruz kalma, genetik yapı ve alerji gibi birçok nedenden dolayı oluşan gözaltı morlukları karşımıza çoğu insanın ortak sorunu olarak çıkabilmektedir. Sağlığımıza zarar vermeden, bitkisel ürünleri kullanarak kolayca gözaltı morluklarından kurtulabilirsiniz. İşte doğal ürünlerden oluşan tedavi yöntemleri;göz altı morluğu bitkisel tedavisi, bitkisel tedavi ile göz altı morluğu tedavisi, göz altı morluklarını geçirme yöntemleri

Maydanozla tedavi: Mikserden, 3 yemek kaşığı maydanoz ile 2 yemek kaşığı yoğurdu geçirdikten sonra gözaltınıza sürebilirsiniz. 15-20 dakika kadar bekletip gözleriniz ve gözaltlarınızı ılık su ile durulayabilirsiniz. Gözaltı morluklarının geçmesini sağlamak için haftada bir kez uygulamalısınız.

Patates ve salatalık: Devamlı her evin mutfağında yer alan sebzelerin arasında yer alan salatalık ve patates ile kısa sürede gözaltı morluklarınıza çare bulabilirsiniz. Salatalığı dilimleyip, patatesi de rendeleyerek gözaltı çevrenize uygulayabilirsiniz. Sonucun daha etkili olması için patates ve salatalığın suyunu çıkartarak gözaltınıza pamuk yardımı ile sürebilirsiniz. Gözaltı morluklarında bu sayede kısa sürede iyileşmeler göreceksiniz.

Üzüm çekirdeği yağı: Gözaltı morluklarının tedavisinde en etkili çözüm olarak üzüm çekirdeği yağı bilinmektedir. Besleyici ve antioksidan madde açısından üzüm çekirdeği yağı zengin bir içeriğe sahip olduğu için gözaltı morlukları tedavisinde etkili bir yöntemdir.

Gözaltı bulunan damarları üzüm çekirdeği güçlendirir, şişliği azaltır ve gözaltı morlukları gibi cilt sorunlarına karşı başarılı etki sağlar.

Üzüm çekirdeği yağını kullanım aşamasında inceltmeye gerek yoktur. Alerjik ciltlerde bile çeşitli araştırmalar neticesinde üzüm çekirdeği yağına karşı hassasiyetin oldukça düşük olduğu belirtilmiştir. Ellerimizle üzüm çekirdeği yağını gözaltlarınıza masaj yaparak sürebilirsiniz. Morluklarda, genellikle bir hafta sonunda geçme başladığını gözlemleyeceksiniz.

Çay: Bu tedavi yöntemi poşet çayların yaygınlaşması ile kolaylaşmaya başlamıştır. Çay demlenip poşet çayın soğuması beklenir. Gözaltlarına daha sonra konularak bir süre beklenir. Hem bu sayede gözlerin dinlenmesi sağlanır hem de morluklarda azalmalar gözlemlenir.

Nane yaprakları: Nane yaprağından birkaç tanesini ezin ve krem haline getirene kadar karıştırın ve gözaltlarınızdaki morlukların üzerine sürün. 15 dakika kadar bekledikten sona soğuk su ile durulayabilirsiniz.

Yeşil Gözler İçin Makyaj Önerileri

Ten renginiz kadar göz renginize de göz makyajı yaparken dikkat etmelisiniz. Çok daha anlamlı ve güzel bakışlara sahip olabilmek için hangi renkleri kullanmanız gerektiğini ve neyi, nasıl uygulayacağınızı bilmeniz gerekir. İşte bunun için nelerin yapılıp, nelerin yapılmayacağına dair ipuçları;yeşil gözlülerde makyaj, yeşil göze  yakışan makyaj, yeşil gözlüler nasıl makyaj yapar

Yeşil Gözler İçin Makyaj Önerileri

Mor Tonları: Yeşil gözlere sahipseniz size en yakışacak renk mordur. Ancak morun maviye yakın değil bordoya yakın tonlarını tercih etmelisiniz. Gözlerinizin anlamını, maviye yakın tonlara ya da mavi tonlar yitirmesine neden olacaktır.

Yeşil Tonları: Göz renginizi ortaya çıkaracak bordo, mor ve lila tonlarının yanı sıra yeşil de bu konuda yardımcı olacaktır. Gözlerinizin daha güzel görünmesi için koyu yeşilden açık yeşile doğru tonlamaları tercih edebilirsiniz.

Altın ve Bakır Tonları: Bu sezon oldukça moda olan bakır ve altın tonlarını, eğer gözlerinize pırıltı katmak istiyorsanız tercih edebilirsiniz. Bu pırıltılarla daha canlı ve ışıl ışıl bakışlara sahip olmak için göz kapaklarınızın uç kısımlarına veya göz diplerinize uygulayabilirsiniz.

Göz Kalemi ya da Eyeliner Seçerken: Siyah göz kalemi ve siyah eyelinerdan eğer yeşil gözlüyseniz uzak durmalısınız. Bakışlarınızı, kahverengi ve gri tonları yumuşatacak ve kullanacağınız far renkleriyle kolayca uyum sağlayacaktır. Rimel tercihinizi kahverengiden yana yaparak da daha doğal bir görünüme kavuşabilirsiniz.

Gümüş Pırıltılardan Uzak Durun: Gümüş pırıltılar kullanmak, yeşil gözlerinize yapacağınız en büyük kötülüktür. Altın ve bakır pırıltılar, yeşil ve kahve tondaki farlarla muhteşem bir uyum sağlayacaktır. Bakışlarınız gümüş tonlarıyla doğallıktan çıkar ve donuklaşmaya neden olur.

Göz Makyajı İçin Uygulama: Koyu far tonlarını göz kapağınızın ucuna doğru, açık tonları da dibine doğru yeşil gözlere sahipseniz uygulayabilirsiniz. Aksini durumu da göz kapaklarınız düşükse uygulayın. Göz kalemi ya da eyeliner tercihinizi siyah değil, kahve ya da gri tonlarından yapabilirsiniz. Göz renginizi belirginleştirmek için de gözünüzün altına altın, kahverengi ya da gri tonlarında bir kalem uygulayabilirsiniz.

Dolgun Dudak İçin Yapılması Gerekenler

Bunun için yapılacak ilk şey dudaklarınızı nemlendirmek olmalı. Kullanabileceğiniz farklı özelliklerdeki dudak balımları dudaklarınızı nemlendirirken dudak makyajınız için de gerekli zemini hazırlamış oluyor. Eğer yapacağınız dudak makyajının daha kalıcı olmasını istiyorsanız baz kullanmanız gerekiyor. dolgun dudaklara sahip olma, dolgun dudak elde etme, dolgun dudaklar nasıl elde edilirTıpkı yüz bazı ve far bazında olduğu gibi dudak bazları da rujunuzun kalıcılığını sağlama özelliğine sahiptir. Bazınızı uyguladıktan sonra yapılması şart olan en önemli uygulama dudak kalemidir. Dudaklarınızı üst kısımdan başlayarak çerçevelemeniz dolgun dudaklara ulaşmak için yapılacak en kolay yöntemdir. Yalnız bu uygulamayı yaparken dudak çizginizin çok da dışına taşmamalısınız. Bu yapay bir görünüm verecektir. Birçok kişi koyu renk rujların daha dolgun gösterdiğini düşünür. Ancak açık renkli rujlar dudakları daha da kalın gösterir. Nude tonları tercih ederek istediğiniz dudaklara ulaşabilirsiniz. Dudaklarınızın şeklini vurgulamak için birkaç gölgeleme tekniğini kullanabilirsiniz. Cilt renginizden bir ton koyu pudra ya da bronzer yardımı ile alt dudağınızın hemen altına ufak bir gölge oluşturabilirsiniz. Bu dudak şeklinizi daha da vurgulayacağından dolgun bir görünüm kazandırır.

Dolgun Dudaklara Sahip Olmanız Artık Mümkün

Dudak üstünüze uygulayacağınız aydınlatıcılar da aynı görevi görecektir. Ancak çok fazla açık renkte pudraları tercih ederseniz doğal görünümden uzaklaşırsınız. Bunun yerine aydınlatıcınızı hafif dokunuşlarla uygulayabilirsiniz. Eğer aydınlatıcınız yoksa beyaz göz kalemini dudak üstünüze uyguladıktan sonra makyaj süngerinizde dağıtarak aynı etkiyi yaratabilirsiniz. Tüm bunları yaptıktan sonra dudaklarınızın tam ortasına süreceğiniz parlatıcı ile anında dolgun dudaklara sahip olabilirsiniz. Bu etkiyi yaratmak için rujunuzun bir ton açık renginde bir lip gloss kullanabilirsiniz. Abartı bir görünümden kaçınmak için şeffaf renkli parlatıcıları da tercih edebilirsiniz.

Meme Koruyucu Cerrahi Uygulamaları

Meme kanseri bayanlarda en çok görülen kanser türlerinden bir tanesidir. Her sekiz kadından bir tanesini dünya üzerinde meme kanserine yakalanmaktadır. Meme dışarıda bir uzuv olması nedeni ile tanı konulması ve tedavi edilmesi oldukça kolay olmaktadır. Meme kanserinde cerrahi tedavi seçenekleri açısından eskiden çok fazla radikal cerrahi yöntemler uygulanmaktaymış. Bu yöntemler memenin tamamının alınması ve ileride oluşabilecek sağlık sorunlarına karşı önlem niteliğinden kaynaklı olmasındandır. Günümüzde ise, teknolojinin gelişmiş olması ile birlikte daha minimal alanlara müdahale şeklinde nokta atışı olarak yer tespiti ve sadece sorunlu bölgenin tedavi altına alınmasına yönelik yaklaşımlar izlenmektedir.meme koruyucu, meme koruyucu cerrahi işlemler, meme koruma işlemiGünümüzde en çok kullanılan yöntem meme koruyucu cerrahi yöntemi kullanılmasıdır. Bu yöntemde tümör cerrahi sınıra negatif olacak şekilde tespit edilip çıkarılmaktadır. Böylece sadece tümörlü kısım alınarak adından da anlaşılacağı üzere hastanın memesi korunmaktadır. Erken evre meme kanseri hastaları ve tümör tek yerde olan hastalarımızda meme koruyucu cerrahi uygulanmaktadır. Bu uygulama için kanserin ilerlememiş olması gerekmektedir. bu yöntem sonucunda radyoterapi endikasyonu doğduğu için, radyoterapi merkezlerine ulaşım sıkıntısı yaşayan hastaların da bu yöntemden uzak durması gerekmektedir. çünkü meme koruyucu cerrahi yöntemi ile düzenli bir radyoterapi uygulaması birbirini tamamlar nitelikte olan iki önemli aşamadır. Bu yöntem erken evre tanısı konulmuş hastalar için bir şans niteliği taşımaktadır. Bu nedenle erken tanı hayat kurtarmakta olduğu için bayanların her zaman düzenli periyodlar ile meme durumlarına bakmaları ve kendilerini de muayene etmeleri gerekmektedir.

Meme koruyucu cerrahinin kesinlikle uygulanmaması gereken hastalar; kollajen damar hastalığı olan kişiler, memenin tamamına tümörün yayıldığı kişiler, tek odak noktasından fazla tümörü olan hastalar, radyoterapi yapamayacak durumda olan hastalardır. Bu uygulamanın yapılması için meme volümüne tümörün boyutu uygun mesafede olmalıdır. Tümör kolayca alınabilecek derecede küçük olmalıdır.

Bütün bu uygulamaların yapılması için hastanın da tedaviyi reddetmemesi gerekmektedir. hasta memesinin tamamen alınmamasına istekli olmalıdır. Bu nedenle de meme koruyucu cerrahiyi kabul etmelidir. Hasta tedavi istediğinde eğer erken tanı evresindeyse hekim ilk olarak meme koruyucu cerrahiyi düşünecektir. Kanserin bir bölgede olması hem hekimin işini kolaylaştırmaktadır hem de hastanın pozitif olmasını sağlamaktadır. Bu hastalıklarda moralin önemli olduğu düşünülürse her aşamada hasta bilinçli olarak tedavinin bir parçası olduğunda sağ kalım oranı daha yüksektir. Tümör alınma aşamasında koltuk altında oluşan metastazlar cerrahi müdahalenin yapılmasını engellememektedir.

Diyet Nedir ve Nasıl Yapılması Gerekir?

Fazla kilolardan kurtulmak birçok insanın öncelikli problemidir. Kilo almak her zaman kontrol edilemeyen bir durum olabilir. Kimi insanlar düzensiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları yüzünden kimi insanlar ise yaşadığı herhangi bir sağlık problemi nedeniyle fazla kilo alabilir. Bunun önüne geçebilmek ve daha sağlıklı bir beslenme alışkanlığı kazanmak için diyet programları uygulanabilir. Dünya üzerinde çok farklı özelliklere sahip diyet programları bulunmaktadır. İnsanlar kendilerine uygun bir diyeti seçerek deneyebilirler ancak her zaman sağlıklı sonuçlar vermez. Kimi insanlar uyguladıkları diyetlerle zayıflasa bile daha ilerideki zamanlarda yeniden bu kiloyu alabilirler. Bu tarz problemleri yaşama sebebi bir diyetisyen uzmanına başvurulmamasıdır. Diyet yapmayı düşünen herkes mutlaka bir diyetisyenle görüşerek adım atmalıdır. Sağlıklı bir diyetle beslenme konusunda doğruya ulaşan ve bedeni için daha doğru adımlar atan insanlar, bu durumdan çok memnun kalmaktadır. Diyetin bir kez doğru bir şekilde uygulanması, sonrasında alışkanlığa dönüşmesi için yeterlidir.diyet nedir, diyet nasıl yapılır, diyet yapmanın önemi

Diyet Yapmada Diyetisyenin Önemi

Her insanın yapması gereken diyet bir diğerinden farklı olabilir. Sağlık problemi nedeniyle zayıflayamayan insanların beslenme programları daha ayrıcalıklı ve titiz bir şekilde hazırlanır. Birçok insan için zararlı alışkanlıklar nedeniyle diyetler içerisinde bu tür besinlere yer verilmez. Bunu ayırt edebilmek her insan için kolay bir durum değildir. Bu nedenle bir diyete başlamadan önce diyetisyenle görüşmek en doğrusudur. Diyetisyenler insanlara diyet programı yazmadan önce onlardan bazı testler ve tetkikler isteyebilirler. Hastaların mevcut sağlık raporlarına göre en uygun diyet programı hazırlanır. Böylelikle elde edilecek olan sonuç sağlıklı ve kalıcı olur.

Diyet Programlarının Faydaları

Bir diyetisyen uzmanlığında hazırlanan diyet programı sayesinde insanlar sadece zayıflamakla kalmaz, sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıklarının nasıl olması gerektiği konusunda da bilgi alabilirler. Yalnızca beslenme ile değil spor ile de diyet programlarını desteklemeleri gerektiğini öğrenirler. Kilo vermekle birlikte kilo alma sorunu olan insanlar da bulunmaktadır. Bu insanlar da mutlaka diyetisyenlerle görüşerek kendilerine kilo aldıracak diyet programları alabilirler. Beslenme ve sağlıklı yaşam konusu kişiden kişiye göre değişiklik göstereceği için her bireye özel olacak şekilde bir beslenme çalışması ve diyet programı sağlanması şarttır.