Ortodonti Nedir?

Ortodonti diş teli tedavisi olarak bilinen bir tedavi şeklidir. Diş teli günümüzde pek çok insanın kullanabileceği bir tedavi yöntemidir. Genelde diş bozuklukları ve diş çarpıklıkları için kullanılan ortodonti tedavileri aynı zamanda çok aralıklı dişlerin birleştirilmesi için de tercih edilebilmektedir. Diş teli takılmasında ön aşamada öncelikle dişlerin uygun konumda olması gerekir. Bu anlamda dişlerde çürük ya da boşluklar varsa giderilerek diş teli için uygun konum sağlanır. Bunun dışında tedavi süreci hastanın diş tellerine nasıl baktığı ve dişlerin iyileşme süresine göre değişebilmektedir.ortodonti nedir, ortodonti tedavisi, ortodonti tedavisi nasıl yapılır

Ortodonti tedavisinde yaş farkı gözetilmeyebilmektedir. Genel olarak 7 ya da 8 yaşların üzerindeki her insan için uygulanabilecek bir tedavidir. Buna ek olarak tedaviye erken başlanması diş teli kullanımının da daha kısa sürmesi ve tedavinin daha kolay ilerlemesine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi önemlidir. Diş bozuklukları özellikle küçük yaşlarda çok çabuk fark edilemeyebilir. Bu da dişteki sorunun ilerlemesine neden oluyor. Diş çarpıklığı dişin temizlenmesine engel olacağı için diş çürükleri diş kayıpları daha fazla oluşur. Bu nedenle dişte çarpıklık oluştuğu durumlarda erken tedavi edilmesi önemlidir. Bunun dışında tedavi süresince diş tellerinin hasar görmemesi sağlamak da gerekir. Yapışan, asit içeren ya da sert olan yiyeceklerin yenmemesi gerekir. Aksi halde diş teli kopacağı için işlemin en baştan yeniden yapılması gerekir.

Ortodonti özel bir tedavi yöntemidir. Bu nedenle maliyet olarak da diğer diş tedavilerine göre fiyatları yüksek olabilir. Diş teli fiyatlarını kullanılan diş teli malzemeleri de etkileyebilmektedir. Metal, altın gibi farklı malzeme türleri diş teli olarak kullanılabilmektedir. Metal kullanılan malzemeler diğerlerine oranla daha az dayanıklıdır. Bu nedenle dikkatli kullanılması gerekir. Ancak altın ve damon gibi malzemeler daha dayanıklı ancak fiyat olarak daha yüksek olan malzemelerdir. Pek çok insan altın ya da damon kullanmak yerine metal diş tellerini tercih ediyor. Dikkatli kullanılması halinde birkaç yıl içinde diş telleri dişlerdeki çarpıklığın giderilmesini sağlayabilmektedir. Bunun dışında ayrık dişleri için de şeffaf diş tellerinden yararlanılabiliyor.

Sosyal Fobi Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Sosyal kaygı bozukluğu olarak da adlandırılan sosyal fobi, kişinin sosyal bir ortamda duyduğu kaygı ve korkuları ifade etmektedir. Sosyal fobiye sahip bireyler sosyal ortamlarda; gülünç, tuhaf ve utanç verici bir duruma düşmekten endişe duyarlar. En sık karşılaşılan psikolojik rahatsızlıklardan biridir.sosyal fobi nedir, sosyal fobi belirtileri, sosyal fobi ne demek

Sosyal anksiyete bozukluğu yani sosyal fobi kronik bir zihinsel rahatsızlık durumudur. Tedavi edilip önü alınmaz ise çok ileri düzeylerde olumsuzluklar görülebilmektedir. Bu rahatsızlığın görülme sıklığı %7 ila %12 aralığındadır. Kadınlarda görülme riski erkeklere oranla daha fazladır. Sosyal fobinin birçok çeşidi vardır ancak genellikle ergenlik döneminde, 13 – 20 yaş aralığında görülmektedir. Ayrıca yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin %24’lük kesiminde sosyal anksiyete tespit edilmiştir.

Sosyal anksiyete bozukluğuna sahip bireylerin en büyük korkuları başkaları tarafından eleştirilmek, yargılanmak, seyredilmektir. Bu bireyler normal davranışlarının ve korkularının anlaşılmasından da çekinirler ve fark edilmemesi için çabalar sarf ederler. Sosyal fobi rahatsızlığına sahip bireylerin gerçekleşmemiş hatta gerçekleşme olanağı oldukça düşük olan olaylar için bile strese girdikleri görülmektedir. Kişiler çoğunlukla bu korkuların yersiz olduğunu bilse de bu durumun üstesinden gelememektedir. Peki sosyal fobinin belirtileri nelerdir?

Sosyal fobinin başlıca belirtileri; kaygı, korku, sinir, stres, yüzde kızarıklık, çarpıntı, taşikardi, aşırı terleme, nefes darlığı, ağız kuruluğu, karın ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi, bulanık görme, sık idrar ihtiyacı, ellerde ve seste titreme durumu olarak sıralanabilir. Sosyal fobi rahatsızlığına sahip bireylerin gözle görülür bir şekilde kaygılarını fark edilmesinden korku duymak vardır. Bu korku, sosyal fobinin belirtilerinin şiddetini artırmaktadır. Dolayısıyla da kısır bir döngüye girilmektedir.

Sosyal fobi bazı durumlar altında tetiklenebilmektedir. Kişinin kalabalık bir ortamda başkalarına tanıtılması, başkalarının içinde eleştirilmesi, insanların odak noktasında olması, bir şeyler yaparken ya da yemek yerken izleniyor olması, resmi bir ortamda bir şeyler söylemek zorunda bırakılmak, kalabalık bir ortama sonradan dahil olmak, umumi tuvaletleri kullanmak, insanlarla göz kontağı kurmak, kalabalık bir ortamda konuşma yapmak ya da telefon görüşmesi yapmak gibi durumlar sıralanabilir.

B12 Vitamini Nedir? Eksikliği Nelere Yol Açar? Hangi Besinlerde Bulunur?

B vitaminleri suda ve ısıda çözünebilen vitaminlerin ortak adıdır. Kendi içerisinde B9, B1 ve en önemlilerinden biri B12 olarak ayrılabilmektedir. Her birinin vücutta farklı görevleri ve etkileri bulunmaktadır. Her yaştan, cinsiyetten insanın B vitaminine gereksinimi vardır. Peki B12 vitamini nedir?

B12 vitamini insan sağlığı açısında büyük öneme sahip vitaminlerden biridir. Vücut tarafından üretilemeyen bir vitamin olmakla birlikte kırmızı kan hücrelerinin üretimi ve sinir dokusunun sağlığı B12 vitaminin varlığı ile doğrudan ilişkilidir. Ayrıca bu vitaminin vücutta depolanma miktarı da düşüktür. Bu nedenle B12 vitamini içeren besinlerin pişirme süresine ve bekleme süresine dikkat edilmesi önemlidir. Özellikle çok yüksek ısılarda pişirilmesi B12 vitamini kaybının artmasına neden olacaktır.b12 eksikliği, sürekli yorgunluk hissi, neden sürekli yorgun hissederiz

B12 vitaminin eksikliğini anlamanın birkaç yolu mevcuttur. Ancak bu belirtiler çok ileri derecedeki eksikliklerde görülecektir. Ellerde, kollarda ve bacaklarda karıncalanma hissi, bebek ve erken çocukluk dönemlerinde gelişmede gerilik, kansızlık, sinir sisteminde bozulmalar, yürüme esnasında sendeleme, dilin şişmesi, ishal, kulak çınlaması, cildin sararması, çarpıntı ve zihinsel yorgunluk gibi belirtilerin görülmesi muhtemeldir. Peki B12 vitamini doğal yollarla hangi besinlerden alınabilir?

  • Kırmızı et
  • Balık eti
  • Tavuk eti
  • Karaciğer sakatatı
  • Böbrek sakatatı
  • Karides, midye, kalamar gibi deniz ürünleri
  • Süt
  • Yoğurt
  • Peynir
  • Yumurta

B12 vitamini eksikliğinden şüphe duyulduğu taktirde en yakın sağlık merkezlerinden birine gidilerek hemen test yaptırılabilir. Oldukça basit ve hızlı bir işlemdir. Alınacak bir kan ya da idrarla B12 seviyesi ölçülebilecektir. Ancak kullanmakta olduğunuz ilaçlar varsa bu ilaçlar vitamin değerlerinde değişikliklere neden olabilecektir. Bu nedenle söz konusu durum gibi bir şey varsa bunu önceden doktora söylemeniz doğru olacaktır. B12 vitaminin eksikliği kişilerde farklı hastalıkların görülmesine de yol açabilir. Bu hastalıkların başlıcaları; kaybı bozukluğu, anksiyete, duygu durum bozuklukları, anemi, zihinsel karışıklık, nöropati şeklinde sıralanabilir. Bu durumun tam aksine bazı durumlarda B12 vitamini fazlalığının görüldüğü de olmaktadır. Bu genellikle bilinçsiz vitamin takviyeleri almaktan kaynaklanmaktadır. Reçete edilmeyen vitaminlerin kullanılması tavsiye edilmemektedir.

Probiyotik Nedir? Nelerde Bulunur? Faydaları Nelerdir?

Probiyotikler bir tür bakteri ve maya çeşididir. Ancak bu bakteriler hastalıklara ve enfeksiyonlara sebep olanların aksine sindirim sistemini ve vücudun dengeli bir biçimde çalışmasına yardım eden bakterilerdir. Probiyotikler sağlık için oldukça yararlı olan bakterilerdir. Mide ve bağırsak florasındaki doğal dengenin korunmasına yardımcı olması ile bilinmektedir. Peki probiyotikler nelerde bulunur, vücuda ne gibi faydaları vardır?probiyotik nedir, probiyotiğin faydaları, probiyotikler ne işe yarar

Probiyotiklerin en büyük faydalarından biri alınan gıdaların içerisinde yer alan mineral ve vitaminlerin emilimini artırmak ve dolayısıyla da sindirimini kolaylaştırmaktır. Probiyotiklerin faydaları çeşitli bilimsel araştırmalar ile birçok kez kanıtlanmıştır. Gastointestinal rahatsızlıkların tedavisinde, bağışıklığın güçlendirilmesinde, alerji gelişiminin önlenmesinde, idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde Probiyotiklerin birçok yararı bulunmaktadır. En büyük yararı ise bağırsak florası üzerinedir. Bağırsaklarda bulunan mikroorganizmaların tamamına “bağırsak florası” adı verilmiştir. Her sağlıklı bireyin bağırsaklarında yaklaşık 100 trilyon civarı mikroorganizma bulunmaktadır. Bu mikroorganizmalar besin emilimine yardımcı olur ve hastalığa sebep olan bakterilerin tahribine yardımcı olur.

Probiyotikler birçok besin içerisinde yer alır. Peki bu besinler nelerdir? En başlıca probiyotik kaynaklarından biri yoğurttur. Çünkü yoğurt fermente edilen sütten yapılmaktadır. Fermente ürünler başlıca probiyotikler arasında yer alır. Bir diğer fermente besin ise kefirdir. Kefir de tıpkı yoğurt gibi fermente edilmiş sütten elde edilir. Güçlü probiyotik kaynaklardan bir tanesidir. Kemikleri güçlendirmesi, sindirime yardımcı olması ve enfeksiyonlara karşı korumasıyla bilinir. Lahana ve salatalık turşusu da probiyotik kaynakları arasında yer almaktadır. Yine fermente edilmiş besinlerden biridir. Turşular genel olarak probiyotik içerir ancak sirke ile yapılmışsa bunların probiyotik etkisi bulunmamaktadır. Probiyotik içeren besinler almanın sağlığa birçok faydası olacaktır. Bu faydaları aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.

  • Diş çürüklerini önler, dişleri güçlendirir.
  • Bebeklerde kolik belirtilerinin görülmesini engeller.
  • Enfeksiyonlardan ve soğuk algınlığından korur.
  • Vücudun iyi ve kötü bakteri dağılımını dengeler.
  • B vitamini üretimine yardımcı olur.
  • Uyku kalitesini artırır.
  • Depresyon ve stresi azaltır.
  • Cilt sağlığını olumlu etkiler.
  • İçerisinde yer alan genotoksik etkiler nedeniyle kanser riskini önler.
  • Çocuklarda egzama, alerji, astım gibi durumların görülmesini önlemeye yardımcı olur.

Pankreas Kanseri Nedir?

Pankreas midenin arka tarafında bulunan bir organdır. Vücut için gerekli enzimleri salgılayan pankreas midenin arka kısmında saklı bir şekilde durduğu için, teşhis ve tanı gecikebiliyor. İşlenen besinlerin sindirimini yapıp, faydalı olanları ayrıştırdıktan sonra, kalan posayı bağırsaklara aktarır. Pankreas aynı zamanda kan şekerinin düzenlenmesi için gerekli olan hormonlarınüretimini yapar. Pankreasta bulunan hücreler bazı nedenlere bağlı olarak işlevini yitirir. İşlevini yapamayan hücreler kontrolsüz bir şekilde bölünmeye ve çoğalmaya başlar. Bölünen hücreler tümör şeklini alır ve bu tümörlere pankreas kanseri adı verilir.pankreas kanseri, pankreas kanseri belirtisi, pankreas kanseri tedavisi

Pankreas Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Bulgular basit bir mide hastalığı gibi başladığı için kanser için erken teşhis olasılığı gecikebiliyor. Dolgunluk, iştahsızlık ve şişkinlik pankreas kanserinin ilk evresinde görülen belirtilerdir. Birçok hastada şeker hastalığı ile başlayan hastalık fark edilemez ve şeker hastalığı tedavisi başlanır. Bu yüzden genç yaşta şeker hastalığı başlayan veya ailesinde şeker hastalığı öyküsü olmayanlar, tedaviye başlamadan mutlaka şeker hastalığının sebeplerini tetkik ettirmelidir. Hastalık ilk evrede sonra daha şiddetli belirtiler göstermeye başlıyor. Şiddetli karın ağrıları, sırt ağrısı, kilo kaybı ve karın kısmında fark edilir şişlikler görülmesi hastalığın artık ileri evrelere geldiğini gösteren belirtilerdir. Bu yüzden pankreas kanserinde erken teşhis ve tanı son derece önemlidir. İleri evrelerde tedavi yöntemleri yetersiz kalabiliyor.

Pankreas Kanseri Nasıl Tedavi Ediliyor?

Pankreasta bulunan tümörün alınması için cerrahi yöntem uygulanır. Radyoterapi ise ameliyat olan veya olmayan tüm hastalarda uygulanan tedavi yöntemidir. İleri evrelerde hastaların tedaviye gösterdiği tepkilere göre, kemoterapi ve radyoterapi tedavisi birlikte uygulanır. Yeni teknoloji tedavi yöntemleri ve cihazlarla hareketli tümörler bile ışın tedavisi ile tam isabet ile yok edilebiliyor.

Pankreas Kanserinin Nedenleri?

Genetik faktörler tüm kanser türlerinde en etkili neden olarak görülüyor. Sağlıksız beslenme, sigara ve alkol kullanımı da pankreas kanserlerinin nedenleri arasında yer alıyor. Aşırı kilo ve şeker hastalığının da kanseri tetiklediği belirtilmektedir. Pankreatit atakları ve safra kesesi taşlarının da bazılarında kanser riski oluşturduğu izlenmiştir. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi pankreas kanserinde de erken teşhis hayat kurtarır.

Barfisk Vücudun Nerelerini Çalıştırır?

En etkili üst vücut egzersizlerinden biri olan barfiks, yapacağınız önemli vücut ağırlığı egzersizlerinden biridir. En etkili kaslar: 3 grupta ele alınmalıdır: sırt, göğüs ve kol kasları. Pull-up’lar, kendi vücut ağırlığınız kullanılarak ve vücudunuzu elinizle yukarı çekerek gerçekleştirilir; Aynı zamanda vücuda üçgen bir görünüm kazandırmak için en etkili egzersizlerden biridir. Gerçek bir kuvvet antrenmanı olan pull-up’lar kolay görünebilir ancak uygulanması zordur ve teknik bilgi gerektirir. Çok sayıda olan pull-up’lar özellikle sırt ve kollar için etkili olan bir üst vücut egzersizidir. Güç standartlarınızı elde etmek için bireysel pull-up’ları düşünmek isteyebilirsiniz. Pull-up’lar için bir haltere ihtiyacınız olduğunu bilmelisiniz. Bar ve bar çeşitlerinin yer aldığı vücut geliştirme ekipmanlarından ihtiyaçlarınıza en uygun ürünü alarak hemen başlayabilirsiniz.barfiks faydaları, barfiks ile vücut çalıştırma, barfiks vücudun nerelerini çalıştırır

En doğru pull-up’lar nasıl yapılır?

Kollarınız omuz genişliğinde açıkken barı iki elinizle kavrayın.

Omuzlarınızın ve dirseklerinizin yaralanmasını önlemek için vücudunuzu tamamen bırakmamalısınız.

Egzersiz sırasında karın kaslarını gergin tutmaya özen gösterilmelidir.

Vücudunuzu yukarı çekmelisiniz, ancak bunu ellerinizle değil sırtınızla yapın.

Dirseklerinizi indiriyormuş gibi vücudunuzu yukarı çekmelisiniz.

Çalışma sırasında dik durduğunuzdan emin olun.

Pull-up’lar sırtınızı ve vücudunuzu öne eğmeden yapılmalıdır.

Doğal bir baş pozisyonu korumalı ve çenenizi kaldırmalısınız.

Vücudu yeterince yukarı çektikten sonra yavaşça orijinal konumuna dönmelisiniz.

En yaygın pull-up hataları

Çenenin çubuğa değmesi: Çalışırken çenenizi sabit tutarak kaldırmalısınız. Özellikle başınızı kaldırırken çubuğa çenenizle ulaşmaya çalışmayın.

Vücudu İleriye İttirmek: Başlangıç ​​seviyesinde en sık yapılan hatalardan biri vücudu ileri doğru itmektir. Bu durumda vücut pozisyonunu kaybeder ve kalçalar öne doğru itilir. Pull-up’lar sırasında duruşunuzu korumak biraz zor olsa da, bunu önlemek için karın kaslarınızı çalıştırmaya çalışmalısınız.

Omuzun öne fleksiyonu: Omuz kuvvetini korumak ve sağlıklı bir şekilde performans göstermek için omuzlarınızı öne itmeden yukarı doğru çekmeye çalışmalısınız. Omuz fleksiyonu hatasına yakalanırsanız; Kaslarınız yerine ön omuzlarınıza baskı uygularsanız yaralanabilirsiniz.

Hile yaparak tamamlama: İster barfiks yapın ister başka bir egzersiz yapın, en büyük hatayı kolay yolu yapmadan antrenmanınızı bitirirseniz yapmış olursunuz. Hile kaynaklı pull-up’lardan asla istediğiniz sonuçları alamayacağınızın farkında olmalısınız.

Yukarı çekerken hangi kasları çalıştırıyorsunuz?

Güçlü ve fit bir vücut hayal ediyorsanız, pull-up’ların tam da ihtiyacınız olan şey olduğunu söyleyebiliriz. Teknik doğru uygulandığında chin-up işini doğru yapmak kasları güçlendirmek ve hacimlerini artırmak için harika bir iştir.

Omuz, kol, sırt, karın ve göğüs kaslarını etkili bir şekilde hedef alan bir pull-up egzersizi, güçlü bir üst vücut çalışmasıdır. Sırt kaslarını güçlendirerek duruş ve duruş bozukluklarını ortadan kaldırır. Karın kaslarınızı çalıştırdığı için daha formda görünmenizi sağlar. Kardiyovasküler sistemi güçlendirdiği için kalp sağlığının korunmasına yardımcı olur. Eğer ayağa kalkmayı başaramazsanız, hemen pes etmeyin. Böyle bir durumda size tavsiyemiz; Yardımlı Çekme…

Bir asistanla yukarı çekerek; Bu, vücudu yukarı çekme sürecinde sporcuyu destekleyecek bir kişinin yardımıyla yapılır. Yardımcı olacak kişi, sporcuyu dengesini bozmadan belinden veya bacaklarından nazikçe yukarı itmelidir. Bardan çıkarken ve işi tamamlarken, asistan elini çekmelidir. Bir süre desteklenen pull-up’larla düzenli olarak çalıştıktan sonra denemelerinize yeniden başlayabilirsiniz.

Sağlıklı Sabah Kahvaltısı Alternatifleri

Günün en önemli öğünü olarak kabul edilen kahvaltının en sağlıklısı olmasına özen gösterilmelidir. Güne başlamak için gerekli olan temel enerji kaynağı olan kahvaltı, vücut fonksiyonlarını da sağlıklı bir şekilde destekler. Uzmanların asla kaçırmamanızı önerdiği kahvaltıya zaman ayırmak bizim için zor olabilir. Güne yoğun bir programla başlamak için kahvaltıya yeterli zaman ayıramıyorsanız, sağlığımız için önemli olan ve alınması önerilen vitamin ve mineralleri içeren pratik kahvaltı alternatiflerini değerlendirebilirsiniz. Metabolizma hızını doğrudan etkilediği bilinen kahvaltıya özen göstermeli ve kendinize 5 dakika ayırarak sağlıklı bir kahvaltı için sizler için araştırdığımız pratik önerileri değerlendirmelisiniz.sağlıklı sabah kahvaltısı, kahvaltı alternatifleri, kahvaltıda neler yenir

Pratik ve faydalı kahvaltı ipuçları

Badem Chia Pudingi:

Malzemeler;

Hindistan cevizi – 1 su bardağı rendelenmiş

Chia tohumları – 2 yemek kaşığı

badem sütü – 1 bardak

Antep fıstığı – 1 çay kaşığı öğütülmüş

Badem – 5/6 adet

Hazırlanışı: Bu pratik ve sağlıklı kahvaltı tarifini hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; Chia tohumlarını ve sütü bir gece önceden karıştırın ve bir gece buzdolabında bekletin. Diğer tüm malzemeleri bir kapta birleştirmeli ve buzdolabında bekleyen karışım hazır olana kadar beklemelisiniz. Ertesi gün buzdolabından çıkan karışımı diğer tüm malzemelerle süsleyerek yiyebilirsiniz.

Yeşil Otlu Omlet:

Malzemeler;

Yumurtalar – 2 orta boy yumurta

Tereyağı – 1 çay kaşığı

Maydanoz – 1 tutam, ince doğranmış

Yeşil soğan – 1 adet.

Taze fesleğen – 1 yemek kaşığı, ince doğranmış

Hazırlanışı: 2 orta boy yumurtayı ayrı bir kaba kırın ve iyice çırpın. Daha sonra maydanoz, taze fesleğen ve yeşil soğanı bir kaseye doğrayın ve karıştırın. Tüm otları çırpılmış yumurtaya ekleyin. Tava ilk ısındığında tereyağı kullanın. Yeşil otlu omlet piştikten sonra kahvaltı yapabilirsiniz.

Sağlıklı pişmiş ürünler;

Malzemeler;

Hafif Cheddar / Cheddar – 2 yemek kaşığı rendelenmiş

Yumurta – 1 orta boy

Avokado – dilimlenmiş

Tahıllı tortilla – 1 orta boy

Domates – 1 su bardağı, doğranmış

Zeytinyağı – 1 çay kaşığı

Hazırlanışı: 1 orta boy yumurtayı çırpın. Tavaya 1 çay kaşığı zeytinyağı ekleyin ve çırpılmış bir yumurta hazırlayın. Tahıl tortillasının üzerine yaptığınız yumurtayı yerleştirin. Hazırlanan tortillaya avokado ve rendelenmiş kaşar / kaşar peynirini ekleyin. Peyniri eritirken bu sunumu birkaç dakika mikrodalgada pişirin. Daha sonra fırından aldığınız malzemenin arasına domatesi ekleyerek tortillanızı yiyebilirsiniz.

Çikolatalı fıstık ezmesi

Malzemeler;

Fıstık ezmesi – 1 yemek kaşığı

Muz – 1 orta boy

Kakao tozu – 2 yemek kaşığı

badem sütü – 1 bardak

Az yağlı yoğurt – ½ su bardağı

Buz – ½ bardak

Hazırlanışı: 1 orta boy muzu soyun ve küçük parçalar halinde kesin. Diğer tüm malzemeler; Fıstık ezmesi, kakao tozu, badem sütü ve az yağlı yoğurdu bir kapta birleştirin. Daha sonra muz ve diğer tüm malzemeleri blendera koyun ve üzerine buz ekleyin. Artık tüm malzemeleri bir karıştırıcıda karıştırarak sağlıklı kahvaltı smoothie’nizi yiyebilirsiniz.

Muzlu corekler;

Malzemeler;

Yulaf – ¼ bardak

Badem sütü – ¼ bardak

Bal – 1 çay kaşığı

Yumurta – 1 orta boy

tuz – 1 tutam

Olgun muz – 1 orta boy

Hazırlanışı: Tüm malzemeleri bir kapta karıştırın ve mikrodalgada ortalama 2-5 dakika pişirin. Pişirirken her yarım dakikada bir kontrol ederek yanmasını önleyebilirsiniz.

BCA Hakkında Merak Edilenler

Vücut geliştiricilerin yemek planlarında protein diyetine bağlı kaldıklarını duymuş olmalısınız. Kırmızı et, yumurta, tavuk, balık gibi kaliteli protein kaynakları kullanarak kas gelişimi için etkili protein alımına özen gösterin.

Ayrıca yaygın olarak kullanılan, farklı sindirim süreleri olan peynir altı suyu ve kazein gibi protein kaynaklarıdır. BCAA; İzolösin, valin ve lösin üçlüsünden oluşan bir amino asit takviyesidir. Kas kütlesini artırmak isteyen kişilerin kullandığı BCAA, egzersiz sırasındaki performanslarını da artırmaya yardımcı olur.bca ne demek, bca neden kullanılır, bca nelere etki eder

Hızlı kilo kaybını teşvik eden amino asit takviyeleri, kas oluşturmaya da yardımcı oldukları için sıklıkla kullanılır. Daha az karbonhidrat ve daha fazla protein yemeniz gerektiğini biliyorsanız, ek destek almanıza gerek yoktur. Bir yemek planı hazırlarken çok fazla olmasa da içerisinde bol miktarda protein ve sağlıklı karbonhidrat bulundurmanız yeterli olacaktır.

Neden BCAA Kullanılır?

BCAA’lar protein sentezini destekleyerek tek başına proteinden çok daha fazlasını almanıza yardımcı olur. Hücresel makinelerde bir artışı destekleyen BCAA’lar ayrıca protein yanmasını azaltmaya yardımcı olur. Yanmada aktif rol oynayan bileşenlerin sayısındaki azalma ile protein yanma seviyesinde bir azalma meydana gelir.

Tipik olarak kas gelişimini desteklemek ve performansı artırmak için kullanılan BCAA’lar, yüksek enerji harcamasına rağmen sporcuların daha az yorgun hissetmelerini sağlar. Birçok sporcu, kas yorgunluğunu giderdiği ve kas iyileşmesini ve yenilenmesini desteklediği için BCAA’ları tercih eder. Ancak aşırı tüketime bağlı olarak bazı sağlık sorunlarına yol açabileceğinden kontrollü tüketilmelidir.

BCAA’ların özellikleri nelerdir?

Kas Kütlesini Arttırın… Kas hacmini hızlı bir şekilde artırmak istiyorsanız, BCAA’ları, kaslarınızın sıkı ve belirgin olmasına yardımcı olması için kullanabilirsiniz. BCAA tüketen kişilerin, tüketmeyenlere göre daha fazla kas yapısına sahip olduğu görülebilir.

Yorgunluğu ve yorgunluğu azaltır… Sporla uğraşan kişilerin yaygın olarak kullandığı BCAA’lar, kronik yorgunluk yaşayanların kullandığı bir bileşendir. BCAA’ları egzersiz yapmıyor olsanız da sürekli yorgun hissediyorsanız kullanabilirsiniz. Tabi önceden alanında uzman kişilerden yardım almanızda da fayda var.

Bir enerji deposudur… Toplamda 3 farklı amino asit içeren BCAA’lar, en fazla enerji kullanan sporcular için en verimli enerji kaynakları arasındadır. Her biri besin takviyesi olan üç ayrı bileşen olduğu göz önüne alındığında, yüksek düzeyde enerji sağlamaları şaşırtıcı olmamalıdır.

Karaciğere faydaları… Karaciğerin korunmasında önemli etkisi olan BCAA’lar siroz riskini de P oranında azaltıyor. Egzersize ek olarak, karaciğer sorunları olan ve siroz teşhisi konan kişilere BCAA tüketmeleri tavsiye edilir.

Yağları Hızlı Yakıyor… Evrensel amino asitler olan BCAA’lar doğrudan veya dolaylı olarak insan sağlığına çok faydalıdır. Göbek bölgesinde bulunan bölgesel yağları yakmak oldukça zordur. Sporla uğraşan kişilerin bile bu bölgede yağ yakmayı kolay bulmadığı bir gerçektir. Bel ve kalça çevrenizdeki yağları hızlı bir şekilde yakmak istiyorsanız bir uzman gözetiminde BCAA’ları kullanabilirsiniz.

BCAA’ların çalıştığı diğer alanlar;

BCAA kullanmaya yeni başlıyorsanız, diğer etkilerini de bilmeniz gerekir. Amino asit hakkında yeterince bilgi edinir ve kullanırsanız sağlığınıza daha fazla fayda sağlayacaktır. Yumurta, süt ve kırmızı et gibi gıdalardan elde edilebilecek tüm proteinleri içeren BCAA’lar, insanların zinde kalmasına ve sağlıklı beslenmesine yardımcı olur.

Özellikle obez olanlar başta olmak üzere birçok ciddi sağlık sorunu olan kişilerde kan şekeri dengesi bozulur. Kardiyovasküler sistemi koruduğu bilinen BCAA’ları tüketmek kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olabilir. BCAA’ları yüksek kan şekeri olan kişiler için kullanmak kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olacaktır.

Stres nedir?

17. yüzyılda tanımlanmaya başlayan stres, günümüzde sıkça konuşulan bir kavramdır. Kısacası stres; Kişinin zor veya endişeli bir durum karşısında yaşadığı duygusal ve fiziksel stres halidir.

Biraz stres, genel uyarılma yaratarak potansiyelimizi ortaya çıkaran bir motivasyon kaynağı olarak gelişmemize yardımcı olabilirken, stres hakkında konuştuğumuzda genellikle olumsuz yönler akla gelir.stres nedir, stres ile başa çıkma, stres nasıl alt edilir

Stres Belirtileri

Vücudumuzdaki stres belirtileri; 4 ana kategoriye ayrılır: fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal. Bu kişiden kişiye değişmekle birlikte stres karşısında mücadele eden kişinin ruhu ve bedeni bir “stres tepkisi” sergileyerek bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışır. Vücudun strese tepkisi;

1.alarm,

  1. Adaptasyon veya direnç
  2. Yorgunluk

3 aşamadan oluşur. Bu süreçlerde stres, cilt ve sindirim sisteminden bağışıklık sistemine kadar birçok psikolojik ve davranışsal bozukluktan vücuttaki birçok sistemi olumsuz etkiler.

Stresin vücudumuzda hastalıklara neden olmasının nedeni, bağışıklık sistemi üzerindeki zayıflatıcı etkilerinden kaynaklanmaktadır. Kronik stres altındaki kişilerde birçok fiziksel ve psikosomatik hastalık ortaya çıkabilir.

İş Alanında Stres

İş hayatında karşılaştığımız stresörler arasında; rol çatışmaları, rol belirsizliği, örgüt içi olumsuz etkileşimler, düşük ücretler ve aşırı iş yükü gibi faktörlerden bahsedebilir. Zamanla kronik strese maruz kaldığında; aşırı kaygı, korku, kaygı, sinirlilik, hayattan zevk alamama, panik, durgunluk, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, depresyon, kaygı bozukluğu, kilo kaybı veya aşırı yeme, sık baş ağrıları, uyku sorunları, ağrı ve kramplar, mide krampları ve ilişkili olumsuz sonuçlar sindirim sistemi hastalıkları ile.

Stres İle Başa Çıkma Yolları

Sürekli ama etkisiz stres yönetimi yorucudur. İşyerinde stresle başa çıkma yöntemlerini açıklar; fiziki yapının iyileştirilmesi, çalışanlara sosyal destek sağlanması, rol çatışmalarının ve belirsizliklerin ortadan kaldırılmasını sıralayabiliriz. Bireysel başa çıkma stratejileri, diğerlerinin yanı sıra, bireysel psikoterapi, düzenli egzersiz, gevşeme teknikleri, davranışsal öz kontrol ve günlük çalışma sürecinde zaman yönetimini içerir.

Rektosel (Bağırsak Fıtığı) Nedir?

Rektosel yani bağırsak fıtığı, bağırsağın son kısmı ile ön kısımda yer alan organlar (kadında vajina, kadında mesane) arasındaki tabakanın yırtılması/zayıflaması sonucu oluşan gerilim nedeniyle bağırsakların bu organlara doğru fıtıklaşması sonucu oluşur. ). insanlar).

Bu fıtık, kadınlarda çoklu doğum veya hatta tek ama zor normal doğum ile başlatılabilir.rektosel nedir, bağırsak fıtığı nedir, bağırsak fıtığı nasıl tedavisi edilir

Erkeklerde bu, uzun süreli kabızlıktan kaynaklanabilir. Bu tabaka, özellikle menopoz sonrası kadınlarda yavaş yavaş ayrışır ve zayıflar. Gerilme sırasında, fıtık ve “çıkış tıkanması” olarak adlandırılan bir resim belirir. Hastada inatçı hemoroid ve fissür/fissürlerin eklenmesi ile ağrı ve kanama meydana gelebilir.

Ayrıca kadınlarda pelvik prolapsus denilen bir sendromda bağırsak dışında sistosel (mesane sarkması) ve enterosel gibi diğer organların sarkmaları da görülebilir.

Rektosel (bağırsak fıtığı) Belirtileri

Rektosel (bağırsak fıtığı) erkeklerde görülebilen bir durum olsa da genellikle sık ve normal doğum yapan kadınlarda daha sık görülür. Rektoselin bazı belirtileri (bağırsak fıtığı);

tuvaleti kullanamama

ilişki sırasında şiddetli ağrı

Vajina sarkması hissi

Kısmi bağırsak hareketleri

Sürekli zorlama hissi

vajinal basınç

Bu, bağırsağın tamamen boşaltılamaması gibi durumlarda ortaya çıkabilir.

Teşhis yöntemleri

Sanılanın aksine rektosel tanısı rektoskopi/kolonoskopi ile konulamaz. Defekografi tanıda önemli bir rol oynar. Ayrıca bir pelvik taban doktoru tarafından anorektal vejinekolojik muayenenin birlikte ve eksiksiz yapılmasıyla doğru tanı konulabilir.

Tedavi yöntemleri

Tıpkı göbek fıtığı veya kasık fıtığı gibi, fıtık olan rektosel de hastanın yaşam kalitesi açısından ciddi sorunlara yol açtığında cerrahi olarak tedavi edilmelidir.

Geçmiş yılların jinekologları tarafından “levatorplasti”; Yani fıtığın üst kısmının dikişle dikilmesi şeklinde yapılan ameliyatlar, fıtığın tekrar etmesi ve ilişki sırasında ağrı gibi yan etkilerden dolayı günümüzde pek tercih edilmemektedir.

Modern cerrahi erişimde önerilen rektosel yöntemi; Transperineal cerrahi, anal veya vajinal müdahale gerektirmeyen minimal sütürlü bir tekniktir.

Bu yöntemde serviks ile makat geliş girişi arasındaki alana mesh (yama) yerleştirilerek tedavi gerçekleştirilir. Rektoselli hastalarda sıklıkla diğer pelvik organlarda (sistosel, enterosel vb.) sarkmalar meydana geldiği için cerrahi kararı bütüncül bir yaklaşım sonucunda verilir.